17 Ocak 2015 Cumartesi

DAVET VERMEK ÜZERİNE...






      Evet ayrı kaldım çünkü bu aralar çok çalışıyoruz.Güzel şeyler yaratıyoruz.Yoruluyoruz lakin zevk alıyoruz yorgunluktan çünkü sevdiğimiz işi yapıyoruz.Cuma akşamı harika bir ailenin evindeydim.Davet vermek için.Yemek,içmek samimiyetle kendine 10 kat daha değer katıyor.Özgür bir ortamda,yeniliğe açık ve rahat insanlarla siz de yaratıcılığınıza yaratıcılık katmış oluyorsunuz.En azından ben böyle hissediyorum.
       Davet konseptimiz başlangıç,soğuk ve ara sıcaklardan ürünlerin olduğu yemek olarak da leziz garnitürler ve soslarla tercih edilen barbeküydü. Hepimiz heyecanlanırız bir organizasyon yapmayı düşündüğümüzde. Bu eşimizin doğum günü,çocuklarımızın doğum günü, uzun zamandır bir araya gelmeyen arkadaş partileri veya eve misafir,akraba davetleri. Ve hep karar verdikten sonra bir soru belirir ki ne yapabilirim acaba? Hele de bunlar ilk defa başınıza geliyorsa ve yemek hakkında bir şeyler öğrenmek için pek zamanınız olmamışsa...Seve seve bugünlerde nasıl çalışmalar yapıyorum neler düşünüyorum elimden geldiğince paylaşacağım.
     Mesela böyle günlerde ya da bir masa hazırlarken bile harika bir davet olması açısından öncelikle dikkat edilmesi gereken şeyin gelecek kişilerin yemekte yeniliklere açık olup olmadığıdır. Nerelidir (hangi yörenin damak tadıyla büyümüştür) bilmekte fayda var diye düşünüyorum. Mesela doğu topraklarından gelen yaşalmış birilerine ıstakoz,yengeç bacağı ve tatlı olarak da likörlü ananas parfe sunarsanız istediğiniz etkiyi göremediğinize şaşırmamanız gerekir. Gelecek kişi sayısı da önemli tabi.
Çok güzel şeyler sunmak isteyebilirsiniz lakin kalabalıklarda dolma gibi soğusa da tüketilebilen yemekler veya ara sıcakları önceden rahatlıkla ve bolca hazırlayabilirsiniz. Yani yerini zahmetsiz doldurabilirsiniz. Masamızı da akşam boyu zengin gösterir.  Kalabalık akşamlar sizi diğer ayrıntılarla da zahmete sokacağı için çok aşaması olan yemekler hazırlamak sizi hep biraz daha fazla yorar ve misafirlerinizle çok vakit geçiremeden akşam geçer. Bir de hazırlayacağınız menü de karbonhidrat,protein uyumu çok önemlidir. Eğer akşam yemeğinde mesela, bol tahıllı bir çorba ikram eder sonrasında börek,içli köfte,sarma atıştırmalık olarak hazırlanırsa,yemek olarak da yöresel bir pilav ve patates garnitürlü sadece karbonhidrat ağırlıklı bir masa düşünürseniz maalesef yemeğin yenilemeden tabakta kalması yüksek ihtimaldir. Bunlar birer örnek tabii. Demek istediğim vurguyu nereye yapmak istiyorsunuz? Asıl sorum budur. Ana yemekle mi başlangıçlarınızla mı yoksa çorbanızla mı? Böyle yaparsak hem karınlarımız çok tıkılmamış ve rahatsız olmamış oluruz. Dolayısıyla rahat bir akşam geçerse misafirlerimiz daha mutlu döneceklerdir. Örneğin; hafif bir et suyuna yapılmış sebze çorbasıyla başlayan akşam soğuk olarak güzel bir salata veya yoğurtlu meze ara sıcakta da mini böreklerle devam edebilir. Ana yemekte de pilav garnitür varsa yemeğimizin içinde nişasta içeren başka bir sebzenin olmaması (patates gibi) Eğer varsa bile ki biz sofralarımızda alışkınızdır evet patatesli etli tavalar ve pilavların bir arada sunulmasına...öyleyse başlangıçta yenilen şeyler çok hafif geçmelidir. Bu benim öğrendiğim ve benimsediğim şahsi fikrimdir. 
       Mutfakta hazırlık yapmak çok önemlidir. Ev sahibi de misafirlerle akşama katılıp rahat etmek istiyorsa menüsünü önceden hazırlamalı ve gerekli olanlar için malzeme listesini hazırlamalıdır. Veya evde eksik olanları. Bir gün önceden dolmaların hazırlanması ve tencereye yerleştirilip dolaba atılması,böreklerin sarılması,çorbanın hazırlanması tazelikten hiçbir şey kaybettirmeyecektir. Misafirlerinizin geleceği günde size lazım olan şey pişmemiş olan dolma vs. olan ürünleri pişirmeniz için soslu suyunuz veya çorbanızın hazırlanacak sosu,ekmekleri veya rende kaşarı...Pilav tabii o gün hazırlanmalıdır. Yemek olarak et veya tavuk tava gibi bir şey yapacaksanız bile tüm ürünleri doğrayıp etle ve sosla harmanlayıp akşamdan dolaba yerleştirmeniz bile mümkündür. Diğer gün size sadece pişirmesi kalır. Börekleriniz illaki sıcak olsun diyorsanız misafirler gelmeden 1 saat önce kızartmasını veya pişirmesini yaptıktan sonra (üstü kapalı olarak) 90-100 derecede fırında bekletebilirsiniz.Bu yemeğiniz içinde veya ızgaralarınız  için bile geçerli. Servis esnasında eliniz ayağınız birbirine dolaşmayacaktır. Yani hızlıca servisini yapabilecek ve geceye katılabileceksiniz.Söylemem gerekir ki annelerin mutfaktan çıkamadığı servis görevlisi gibi çalışmak zorunda kaldığı ve iki kelam muhabbet edemediği durumları sevememişimdir. :)
        Evet sevgili okurlarım bu aşamaları dikkate aldığımızda güzel organize olmuş sakin bir akşam geçiririz diye düşünüyorum. Elimden geldiğince ve öğrendiğim kadarıyla anlatmaya çalıştım. Sormak istediğiniz bir şey olursa mesaj olarak veya yorumlarda bildirebilirsiniz.Bu akşam davet üzerine konuştuk. Lakin tariflerde kahvaltı kültürüyle bazlama çeşitleri ile başlamışken bunun çeşitleri ile devam etmek istiyorum. Bunları kategorize ettiğimizde bir arşiv oluşturacağız. Hepinize çikolata tadında akşamlar dilerim. Görüşmek üzre. :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder